Top

Aşık olma ve Aşk

Aşık olma ve Aşk

“Aşık olma ve Aşk”, kitabın adı, Francesco Alberoni yazarı, Gül Çetinor çevirmiş İtalyanca’dan 107 sayfa, Düzlem yayınları çıkışlı, birinci basım 1990 yılına ait.

Alberoni tamamen bilime yeni bir anlayış getiriyor bu kitap ile. Tabi daha kabul görmedi orası ayrı bir mesele. Kitap bölüm bölüm yazılmış, her bir bölümde belli bir fikri ele almakta. Apa sistemini kullandığına pek şahit olmadım. Çoğu şeyi anlatırken, neden ve sonuçlara bağlar iken tutarlı yalnız referans noktası yok. Belki de bu konu ilk ve tek olduğu içindir.

Kitaptan alıntılarla içeriği betimlemek isterim bir miktar; “Aşık olma daha önceden bilinen kollektif hareketler kategorisine sokulabilecek bir  eylemdir.”(7)
“Çarpışan ve tepkide bulunan güçler aynı tiptir. Temel farklılık, büyük kollektif hareketler pek çok insanın katılımı ile oluşurken, aşık olma sadece iki kişi arasında gerşçekleşir; ufku ne kadar geniş olursa olsun iki kişi ile sınırlanmış bir eylemdir.” (7)
“Farklı olan, biz ve sevdiğimiz kişi arasında oluşan ilişkinin biçimidir.” (8)
“Varolan toplumsal yapıda hareket, yeni bir kollektif süje yaratmak için birleşik olanı ayırmakta, ayrı olanı birleştirmektedir.” (9)
“Aşık olma, kollektif hareketin en basit biçimidir.” (9)
“Temelde, bu kişinin kim olduğu önemli değildir, önemli olan aşık olma ile beraber, bizi tamamen değiştiren ve karşımızdaki için vazgeçilmez kılan müthiş bir gücün ortaya çıkmasıdır.” (12)
“Her şeyi saatin sabit zamanlaması gibi ölçmeye alışık olan bizler, aşkın olağanüstü cinselliğinde zamanın farklı olduğunu unutuyoruz.” (13)
Bu sayfada uzun bir alıntı daha var eros ve cinselliğe dair.
15. sayfa doğuş evresi, şiirsel dil kurumları biçimlendirme…
Aşık olma bir engelin varlığı, bir mutsuzluğun, değişiklik ihtiyacının olduğu zamanda başlar.
“Farklılaşma olmadan hareket, başkaldırı olmadan, aşık olma olgusu gerçekleşemez.”(17)
“Oysa kollektif haeket her zaman  aniden ortaya çıkar”. (19)
Aşk aynı zamanda geçmişi reddetmedir. Geleceğe aydınlıkla bakma ve ona yönelme planlar yapma… Geçmişi kabullenecek birisi aranır.
“Ama aşk, çocukları kaybetmek, birisini öldürmek ya da acı çektirmek için doğmaz. Aşk, mutlak saflığında herkesin birini tanıyabileceği, mutlu bir birlikteliğin biçimlenmesidir.” (23)
“Cinselliği, arzuyu ve erotizmi, çözümsüzlüğü aptallığın, sınıf baskısının, baskıcı bir eğitimin ya da başka etkenlerin bir ürünü sayıp gözardı ederek özgürleştirmeye çalışanlar, acı bir yenilgiye düşerler. Teselli edici bir ideoloji üretirler. Devrimin savunuculuğunu yapıp sonra da bunun büyük bir dostluk ve aşk bayramı olarak görenler gibi… Fakat devrimci hareket iç ve dış engellerle karşılaşır ve kişi seçme durumunda kalır.”(24)
Sevilen kişi kabul ettiğinde teologlarca nimet bizlerce hediye olarak görülür bu. (bu da 25.sayfadan…)

Belki bununla beraber kafanızda bir takım şeyler oluşmuştur umarım.

Kitabı yazarımız; bilimsel tanımlamak amacı güderek yazmıştır. Pragmatist ama pozitivist olmayan, marksist-feminist- ve dini yaklaşımlarca ele alarak çalışmasını zenginleştirmiştir. Dediğim gibi referans yok bu kitapta bu yüzden kaynakça da yok. Dipnot olarak değinmekle yetinmiş sadece alıntılarını. Dört taraftan ele alıyor anlatacağını ve öznel ifadelerini de katıyor. Ama edebi cümlelerin güzelliği olmadığı için sıkıcılık baş gösterebiliyor. Kimisine göre kitabı okumaya gerek olmayabilir. Ama yine de size çok şey katacaktır. Okumak okumamaktan iyidir.

No Comments