Adalet Ağaoğlu ve Bir Düğün Gecesi
Adalet Ağaoğlu ve Bir Düğün Gecesi
Adalet Ağaoğlu, 1929´da doğdu. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi´nde tamamladı. Ankara Üniversitesi DTC Fakültesi´nin Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü´nü bitirdi (1950). Açılan bir sınavla Ankara Radyosu´na girdi; burada ve kuruluşundan sonra TRT´de çeşitli görevlerde bulundu (1951-70). TRT Radyo Dairesi Başkanlığı´ndan, kurumun özerkliğine el konulması sonucu istifa etti.
Öğrencilik yıllarında başladığı yazarlığını 1970´ten sonra başka hiçbir işle paylaşmadı. Radyo ve sahne oyunlarını romanları, öykü, anı, deneme kitapları izledi. Bu çalışmalarında hayatın değişim ve dönüşümlerine duyarlı yaklaşımlarıyla dikkat çekti. Doğa, toplum, zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını düşünce üretebilecek boyutlarda irdeledi. Değişimler karşısında edebiyatın yapısal durumu bakımından da arayışçı davrandı; kendine özgü anlatım biçimleri geliştirdi.
Ödülleri: Üç Oyun, 1974 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü; Yüksek Gerilim, 1975 Sait Faik Hikâye Armağanı; Bir Düğün Gecesi, 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, 1980 Orhan Kemal Roman Armağanı, 1980 Madaralı Roman Ödülü; Çok Uzak-Fazla Yakın, 1992 Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü (Tiyatro); ROMANTİK Bir Viyana Yazı, 1997 Aydın Doğan Vakfı Roman Ödülü, 1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat (Edebiyat) Büyük Ödülü.
Unvanlar: TÜYAP Onur Yazarı (1994), Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fahri Doktora Unvanı (1998), ABD OSU (Ohio State University, Humane Letters) Edebiyat Fahri Doktora Unvanı (1998).
Çalışmaları
Çok Uzak Fazla Yakın
Hayır
Mektuplaşmalar
Ruh Üşümesi
Sessizliğin İlk Sesi
Ölmeye Yatmak
Bir Düğün Gecesi
—–
Yazar hakkındaki bilgileri verdik şimdi sırada romanı var. Bibliyografya vererek başlayayım; Ağaoğlu, Adalet, Bir Düğün Gecesi, 20.Baskı, T.İ.Ş. Kültür Yayınları, İstanbul, 2008. Kitabın konusu; Ölmeye Yatmak adlı romandaki(yazarın önceki kitabı) Aysel’in, yeğeni Ayşen’in düğün gecesinde yaşananlar… Bize verilmek istenense; değersiz olarak gördüğümüz bir olayın/şeyin, birilerinin ilk kez birşeyler yaşamasına neden oluyorsa ve birşeylerin farkına varmasını sağlıyorsa gerçekten değerlidir. Bunu kitaptan da örnekleyelim;
” “Rezil bir geceydi” diyor Tezel.
“Pek değil…”
Çünkü bunu derken sesim,yüzüm, her yanım hiç olmadığı kadar sıcaktır. Kendimi bile şaşırtan bir sıcaklık. Demek yaram kanıyor? Beni o ısıtıyor. Bir düğün gecesinde en azından bir Tuncer, ilk kez kendi kendisiyle kavgaya girdiyse; bir Ahmet, ilk kez kendi içinde bocaladıysa; Tezel, o silah patladığı an vurulduğunu duyumsadıysa ve artık ölüm lafı edemeyecekse, bir kurşun kendisine ilk kez bu kadar yakın geldiyse ve şuramda açılan en sahici yaram beni ısıtıyorsa, usul usul kanayarak ısıtıyorsa, içine kayıplar karışsa da, bu düğün eksiltmeyen bir düğündür.”
Romanda işlenen sorunlara da değinelim. Öncelikle genele hakim olan iç sorgulamalardan bahsetmek gerek. Her bir kişimiz iç deneyimlerini, düşünce dünyasında kendini sorgulamakta. İçinde birçok kişiyi eleştirmekte. İdeolojik ve devletle ilgili sorunlara Ölmeye Yatmak adlı romanda olduğu gibi burada da değinilmiştir.İktidar değinimlerine sınıf farklılığı ve statü sorunlarına yer verilmiştir. Bize birçok yerde üstü kapalı biçimde verildiğini düşündüğüm; kimseyi düşüncelerinden dolayı yargılamamalı ya da cezalandırmamalıyız, mesajı verilmekte.
Roman Tezel ile beraber oturan Ömer’in iç söylemleriyle başlıyor. Ankara’ daki Anadolu kulübünde geçmekte.1974-1978 yıllarına ait. Roman çok sayıda çözümleme içermekte. Yazarın kendine özgü bir üslubu var. Sanki önce bunları düşünmüş, sonra ses kaydına almış, sonra da yazıya dökmüş gibi.Romana adı anlattığı olaydan dolayı verilmiş. İlk cümlesi “İntihar etmeyeceksek içelim bari.” ,Tezel’e ait olan. Sonrasında ise bir düğünde yaşananlar anlatılıyor. Ama benim yazacağım bir iki sayfalık bu düğün gecesi, Adalet Ağaoğlu’nun elinde her kişinin düşünce dünyasını da anlata anlata 340 şahane sayfaya dönüyor.
Karakterlerimiz; Ömer, Aysel’in eşi; Tezel,Aysel’in kardeşi; Fitnat Hanım, Aysel’in annesi; İlhan Dereli, Aysel’in abisi; Ayşen; Aysel’in yeğeni ve Dereli’nin kızı; Ercan, Aysel’in evleneceği kişi, Hayrettin Özkan, Ercan’ın Babası; Gönül hanım, Ercan’ın annesi vs vs….
Romanda sık sık geriye dönüşler yapılmakta ki daha önce üstü kapalı kalan konular aydınlanıyor ve böylece daha heyecanlı bir hal alıyor. Olayın akışı da sık sık kesilmekte bu geriye dönüşler ve iç söylemlerden dolayı. Ayşen’in iç eleştirisine gelene kadar olayların serimi verilmekte, Ayşen’in anlatımı bittikten sonra ve Ömer’in yüzünü yıkadığı sahneye kadar da düğüm ve sonrası da sonuç olarak ayrılmış durumda. Gelin’in(Ayşen) neden hüzünlü olduğu ana düğümken, teker teker onu açıklayan Ayşen’in itirafı, Ömer’in bu konudaki düşünceleri de ara düğüm özelliği göstermekte. Ayrıca Tezel’in neden sürekli içtiği de ana düğümken, onu açıklayan otobüs seyahati düşünceleri ve Ömer’in düşünceleri de ara düğümler. Asıl düğümümüz Ömer neden o düğüne gelmiş adlı sorumuz ve onu da çözüm bölümünde görüp öğreniyoruz.
Ömer bir profesördür. Çoğunlukla yaptığı çalışmalardan, yapması gereken raporlardan ve okulundaki öğrencileri ile ilgili durumlardan bahsedilmekte. Ayrıca eşiyle olan kopmasından dolayı duyduğu üzüntüyü de dile getirmekte. Tezel bir nihilist ve herşeyi de boş vermiş olarak gözükmekte. Ama boş veremediği olaylardan dolayı da sürekli içmekte. Hiçbir akrabasıyla ve yakınıyla iyi bir yaşam süremeyen bir karakter. Fitnat hanım, ailenin daima bir arada olmasını isteyen ve kardeşlerin kavgasına şahit olmaktan, yalnız olmaktan mutsuz olan bir anne. Hayrettin özkan bir tümgeneral. Hayatı boyunca yaptığı savaşlar ve askerlik hayatının izlerini hala taşımakta ve bir aşk iin özlem arayan birisidir. Gönül hanım ise endişe duyan ezik bir karakter. Ayşen’se aşkını söylemekten utanan ve anne-babasına karşı inadına evlenmeyi kabul eden birisi.
Roman her insanin düşüncelerini göz önüne sürdüğünden dolayı bize farklı bir bakış açısı sağlamakta. Bu ve benzeri davranışları görmemizde bizim hayatımızda yapacağımız hataları önceden görmemizi sağlayıp düzgün davranışlara sebep olabilecek düzeyde.
Empati kurmamız birçok karakteri benliğimizle eşleştirmemizde okunurken zevkli kılıyor. Dili çok sade ve akışkan.
Yarım kalan cümleler ve kelimeler çoğunlukta. Yazarımıza duyamayacak olsa da kitabını okumaktan dolayı müteşekkiriz ona…
Bu da en ucuzundan satış bağlantısı;
Bir Düğün Gecesi Adalet Ağaoğlu |