Yeni Politik Strateji: Üçüncü Yol (Anthony Giddens)
Üçüncü yol, sosyal demokrasinin modernleştirilmiş versiyonu olarak tanımlanmaktadır. Radikalleşen modernliğin yaşam koşullarında bireylere ve topluma yön verecek politik bir program olarak şekil bulmaktadır.
Giddens, bu politikaların en temel hedefini “vatandaşların zamanımızda yaşanan küreselleşme, kişisel yaşamdaki dönüşümler ve doğayla ilişki bağlamında ortaya çıkan önemli değişimler yoluyla kendi yaşam yollarını çizebilmelerine yardımcı olmak” şeklinde ifade etmektedir.Bu Giddens’ ın küreselleşmeye uyumlu birey formu yaratma çabasıdır.Giddens, küreselleşmeyle savaşan değil onunla uyumlu yaşayan ve yaşamasını bilen bireyler için politikalar geliştirmektedir. Bundan dolayıdır ki üçüncü yol, küreselleşmeyi zorunlu bir gerçek olarak tanımaktadır. Modern sosyal demokrasi küreselleşmeye karşı olumlu bir tavır takınmalıdır.
Neo-liberalizmin aksine üçüncü yol kollektif bir yönetim anlayışını gerektirmektedir. Bu nedenle, üçüncü yol bağlamında, ulusal ve yerel düzeyde tüm aktif yönetim modelleri desteklenmelidir. Üçüncü yolun önemi artmaya başlayacaktır, küreselleşme yüzünden ulus-devletlerin ve hükümetlerin öneminin azalacağı düşüncesinin gerçek dışı kalmasıyla. Giddens, bu yolun dinamik bir yönetim anlayışı olduğunu vurgulamaktadır. Bu anlayış, serbest piyasa koşullarıyla barışık bir düzeni akla getirmektedir. Serbest piyasa, bir güç olabilir ekonomi için ama sosyal ve kültürel bağlamda olası yıkıcı etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Giddens’a göre, üçüncü yolun değerleri; eşitlik, ihtiyaç sahiplerinin korunması, özerklik bağlamında özgürlük sorumluluk yoksa hak da yok, demokrasi yoksa otorite de yok, kozmopolit çoğulculuk, felsefî muhafazakarlık şeklindedir.
Üçüncü yol politikaları haklar ve sorumlulukları yeniden tanımlayarak, yeni birey formunun önünü açmaktadır. ” sorumluluk yoksa, hak da yok” sloganına dayanır bu politikalar. Giddens, bunun, gerçekleştirilmesi gereken bir sözleşme olduğunu ileri sürmektedir. ” Sosyal mallardan faydalananlar, bunları bir sorumluluklar çerçevesinde kullanmalıdırlar ve karşılığında daha geniş sosyal topluluğa bir şeyler vermelidir(ler).” Bu, tüm aktörler için geçerlidir.
“demokrasi yoksa,otorite de yok” düşüncesi, otoriteyi meşrulaştırmak için sürekli olarak geleneksel sembollere dayanan politik sağın karşısında konumlanan bir anlayışı akla getirmektedir. Demokrasi otoriteyle değil, bilinçle kazanılan bir oluşumdur. Geleneğin egemenliğini kaybettiği bir toplumda,otoritenin yeniden inşa edilmesinin yolu da demokrasiden geçmektedir.
Üçüncü yol, Giddens tarafından aşırı bir vurguyla tanımlandığı, dünyasal gelişmelere koşut olarak ortaya çıkan yeni politik düzenlemelerin adıdır. Bu düzenlemelerin, neo-liberalizm ya da klasik sosyal demokrasi anlayışlarının argümanlarıyla gerçekleşmesi olanaklı gözükmemektedir. Klasik soyal demokrasi, hala eşitlik, devlet müdahalesi gibi modası geçmiş düşüncelerin peşinde koşarken, yeni sağ ya da neo-liberalizm, piyasa fundamentalizmi ve muhafazakarlık gibi birbiriyle çelişen iki düşünceyle yol almaktadır.
Giddens’ın bu ifadelerinden çıkan , kapitalizmin bir alternatifinin olmadığı görüşüdür. Sosyalizmin ölümü, bunun en açık göstergesidir. Üçüncü yol, günümüz koşulları karşısında yetersiz kalan sosyal demokrasinin yeniden canlandırılışıdır.
Üçüncü yolun ekonomik politikalarında ise Giddens, kamu ve özel sektörler arasındaki etkileşimi artıran, kamu çıkarlarına öncelik veren bir anlayışı ortaya koymaktadır. Piyasaya doğrudan müdahale ederek, onu elinde tutmayı kabul etmemektedir. Bu yüzden bu yolu, liberalleştirilmiş sosyal demokrasi olarak düşünebiliriz. Aksine Giddens da, bunun klasik sosyal demokrasi ve liberalleştirilmiş bir politikayla alakalı olmadığını ve bunun yeni gelişmeler karşısında hayata geçirilmesi gereken temel politikalar olduğunu savunmaktadır. Üçüncü yol, alternatifi olmayan kapitalizm ve bir gerçek olarak kabul edilmesi gereken küreselleşme karşısında bireylere yaşam politikaları ve yaşam şansları konularında yol gösterecek olan politikalar toplamıdır. Giddens, Batı’ya özgü problem alanlarını, yine Batı standartları açısından çözümleyerek uygulanması kolay bir politik modelin teorik dayanaklarını oluşturmuştur.
Giddens’ın bu teorisi Amerika’da ve birçok ülkede uygulanmasıyla başarılı bir teori olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca bizim ülkemizde de uygulanması güç olsa da uygulandığı alanlarda kendini göstermiş ve başarılı olduğu ortaya çıkmıştır. Ek olarak ülkemizde yeni sağ(neo-liberal) olarak adlandırılan Akp ve sosyal demokrasinin temsilcisi CHP tarafından da hedef olarak bu yol alınmış ve desteklenmiştir. Giddens tarafından ileri sürülen, üçüncü yol poltikaları küreselleşmenin sonuçlarının yaşandığı bu dünyada, giderek artan bir hızda kabul görmektedir. Zaten, istenen de budur.
—————————————————–
Kaynakça
Anthony Giddens Sosyolojisi – YRD. DOÇ. DR. Ali Esgin 487-495