Aşk tesadüfleri sever-miş…
Ömer Faruk Sorak yönetmenliği, 2010-2011 yapımı, İpek Sorak ve Evren Şit’in senaryosu ile bir dram/romantik dalında yer alan film. Mehmet Günsür, Belçim Erdoğan, Altan Erkekli, Şebnem Sönmez, Ayda Aksel, Cezmi Baskın, Batuhan Karacakaya, Yiğit Özşener, Hüseyin Avni Danyal, Öykü Çelik, Caner Karamukluoğlu, Reyhan Asena Keskinci, Arif Keskiner, Yılmaz Gruda, Zafer Demircan, Ayşe Arman, Berkant Keskin, Berna Konur, Hakan çimenser, Pınar Çağlayan, Ümit Bülent Dinçer gibi oyuncuları, Şebnem Ferah, Teoman, Demir Demirkan, Müslüm Gürses, Ozan Çolakoğlu, Redd, Tanju Okan, Tnk, R.e.m. gibi de kullandığı müzikleri var bu filmin. 4 Şubat 2011’de gösterime girmiştir.
İçeriği;
Film bir doğum heyecanı ile başlıyor. Yani bize bu gösterilecek iki kişinin doğumundan öncesinde dahi tesadüfler eseri birbirine nasıl bağlı olduğunu göstermeye başlıyor. Ankara ve İstanbul arasında geçiyor olaylar. Tek tek nedenleri ve sonuçları, ama önce sonuçtan başlayarak gösteriyorlar bize. Günsur kalp hastası, gitarist ve fotoğrafçı… Belçim ise oyuncu… Aileleri, büyüdüğü yerler hep birarada. Bir geçmiş gösteriliyor bizlere bir de şimdiki zaman. Belçim’in bir sevgilisi var kusursuz biri. Günsur’un ise hiç kimsesi olmamış hayatında. Tabi arkadaşları var. Bir müddet sonra babası ölüyor Günsur’un, Belçim’inki ise annesini aldattığı kendi yazdığı günlükten ortaya çıkıyor. Vs. vs.vs…Hikayeyi anlatmam doğru olmaz düşüncesindeyim her zamanki gibi. Bu bir kurgusal hayat hikayesi.
Eleştirim
Herşeyi anlattıktan sonra nedeni ortaya koymanın, büyük bir duygusallığa sebep olacağını düşünmüş olmalılar. Gerçekler ve tesadüfler gösterilirken hayali unsurların işin içine girmesi işi bozmuş açıkça. Duygusallık oluşturmuş ama “Hadi len oradan!” demekten kendimi alamadım. Filmin senaryosunda bir açıklık fark ettim ayrıca, Günsur’un hemen hastaneye yatması gerektiği söyleniyor ama tamam dediği halde aradan en az 3-4 gün geçiyor ve hastaneye yatmıyor hala. Ve Ankara’da iken hastane doktoru ortaya çıkıyor. Hastane halbuki İstanbul’da… Filmde 2 tane hata gördüm birisi arabanın park edildiği yer, kaza şekli ve ölüm… diğeri de en başta Altan Erkekli’nin kadraja parmağının girmesi ve fotoğrafın düzgün çıkması. Issız Adam filmi, ne kadar kültürüme uymasa da üzerimde çok etkisi olmuştu. Ama bu film neredeyse hiç etkilemedi diyebilirim. Belki o anki ruh halimin de etkisi olabilir. Bu filmi, oyuncuların adam ettiğini söylememek olmaz. Ve benim aciz bir eleştirim bu, büyük bir emek var bunu görmemek olmaz. En kötü film dahi izlenir ama bu film tabiki bu kategoride değil. Bana göre puanı 10 üzerinden 7…( unuttuklarım aklıma geldikçe yazıyı düzenlemede bulunurum.)
Yararlı olması dileğiyle…
Alınan fotoğrafın kaynağı;
- http://img01.imgsinemalar.com/images/afis_buyuk/a/Ask-Tesadufleri-Sever-1286972859.jpg